Amerika’nın en büyük matematik etkinliği olan Ortak Matematik Toplantısı (JMM), geçtiğimiz hafta çevrim içi olarak gerçekleşti. 4 gün süren organizasyonda, çok sayıda prestijli ödül de sahiplerini buldu. Matematik iletişimi alanındaki ödüllerden biri Stats+Stories yayınları 170. bölümüne ulaşmış olan John Bailer, Richard Campbell ve Rosemary Pennington’a verildi. Bu keyifli ve matematiksel sohbetlere buradan ulaşabilirsiniz.
“Riemann Hipotezi’ni sevmeyi ve ondan korkmayı nasıl öğrendim?” Quanta Magazine’de yayınlanan bu video, matematiğin daha çözülememiş en meşhur problemlerinden birini anlatıyor. Bir milyon dolar ödüllü soru, çözülmesi halinde sayı teorisi alanına büyük katkılarda bulunacak.
Bilgisayarlar, yeni kuantum algoritmaları ile birlikte, doğrusal olmayan denklemlerinin çözümüne daha da yaklaştı. Doğrusal olmayan sistemler, içerisindeki her bir öğenin diğer öğelerle etkileşimde olduğu, sürekli geri bilgi akışı bulunan kaotik yapılardır. Yani sistemi oluşturan denklemlerin nitelediği konum, hız, ivme gibi birçok özellik başlangıç durumlarından farklı hallere geldiğinden sistemi inceleyip öngörü yapabilmek güçleşir. Bu denklemleri çözmek bilgisayarları uzunca zamandır zorluyordu. Geçtiğimiz Kasım ayında MIT ve Maryland Üniversitelerinde gerçekleşen iki ayrı çalışma bunun mümkün olabileceğini ortaya koydu. MIT’deki çalışmanın başındaki isimlerden biri olan Kiani, kuantum bilgisayarlarının altında yatan fiziğin aslında doğrusal olduğunu ifade ederek çalışmanın zorluğunu dile getiriyor. Yeni yaklaşıma göre ise bu tip denklemler bilgisayarlara gizlenerek, yani olduğunda daha basitmiş gibi sunulmaya çalışılıyor.
Geçtiğimiz yıl boyunca, istatistik bilimi belki de uzun yıllardır hiç olmadığı kadar hayatımızın içindeydi. Yeni koronavirüsün ortaya çıktığı sıralarda, öncelikle yaptırdığımız testlere ne kadar güvenebiliriz diye merak ettik. Ardından bulunan tedavi metotlarının güvenilirliği zihnimizi meşgul etti. Son olarak da virüse karşı geliştirilen aşının güvenilirliği gündemde yerini aldı. Testler, tedavi ve aşı… Hepsi öncelikle bir grup insan üzerinde ve daha sonra daha büyük kitlelerde deneniyor. Ve aslında olup biteni daha iyi anlamak için “güvenilirlik” ile birlikte akla gelmesi gereken başka istatistiksel kavramlar var: Belirsizlik ve hata payı. Hata payının istatistikteki önemine bir başka örnek olarak siyasi seçimler öncesinde yapılan kamuoyu yoklamaları verilebilir. Bir araştırmaya göre, geçtiğimiz sene bu yoklamaları yapan şirketler seçimlerden önce sonuçları yüzde 95 oranında doğru tahmin ettiklerini iddia ederlerken; aslında sonuçları yüzde 60 doğrulukla tahmin edebildikleri ortaya çıkmış. Peki belirsizlik nedir ve nasıl hesaplanır? Konu hakkında yazılmış şu yazıya göz atabilirsiniz.
Matematik öğretmeninizin size hiç bahsetmediği fonksiyonlar var! Örneğin “versin” ya da latince ismiyle sinus versus. Bilinen en eski trigonometri tablolarında karşımıza çıkan bu fonksiyon aslında ters dönmüş sinüs demek ve “versin(θ)=1−cos(θ)” olarak tanımlanıyor. Daha fazlası için Evrim Ağacı’ndan Mert Taşdemir’in yazısına bakabilirsiniz.