Bu haftaki konuğumuz Lev Pontryagin, Sovyetler Birliği’nin en önemli matematikçilerinden. Topoloji, cebir ve kontrol teorisi üzerine çalışmalarıyla biliniyor. Pontryagin’i diğerlerinden ayıran bir başka özelliği ise gözlerini kullanamıyor olması. Gözleri görmeyen insanların başarılı matematikçiler olması hiç rastlanmayan bir durum değil (ünlü matematikçi Euler örneğin, hayatının son 10 yılından fazlasını kör olarak geçirmiş). Bununla beraber kağıt, kalem, çizimler ve makalelerle iletişim kurulan bir alanda bu şekilde ilerlemek, şüphesiz ek bir özveri gerektiriyor. Özverili olduğu kadar yetenekli ve yaratıcı da olan Pontryagin’in verimli kariyerine gelin bir göz atalım.
Pontryagin 1908 yılında Moskova’da dar gelirli bir ailede dünyaya gelir. 14 yaşındayken bir tüp patlaması sonucu görme yetisini kaybeder ama bu talihsizliğin, filizlenen bilim kariyerinin önüne geçmesine izin vermez. Not alamadığı için, derslerde duyduklarını aklına kazıyıp, geceleri kafasında tekrar edip üzerlerinden geçme alışkanlığı edinir. Matematik konusunda bilgisi olmayan ve geçimini terzilikle kazanan annesi, oğluna sesli olarak kitaplar ve makaleler okuyarak destek olur, anlamını bilmediği matematiksel sembolleri de tarif ederek anlatır.
Pontryagin, 1925’te 10 yıllık zorunlu eğitimi tamamlayarak, Moskova Devlet Üniversitesinde matematik okumaya gider. Daha öğrencilik yıllarında topoloji alanında uzman Pavel Aleksandrov’un seminerlerini takip eder ve ilk önemli sonuçlarını alır. Mezun olduktan sonra, lisansüstü eğitimine aynı üniversite bünyesi altındaki Matematik ve Mekanik Araştırma Enstitüsünde devam eder. Doktorasını yine Aleksandrov’la yapan Pontryagin, 1935’te profesör olur. Bu görevini 1988’deki ölümüne kadar sürdürecektir.
Pontryagin’in kariyerinde önemli yeri olan başka bir organizasyon da Sovyetler Birliği Bilim Akademisidir (Bilimsel araştırmaları destekleme amaçlı bu merkezi, bir başka Rus matematikçi olan Yuri Matiyasevich’in 54. nüshada bahsettiğimiz hikayesinden de hatırlayabilirsiniz.). 1939’da muhabir üyeliğine seçildiği bu kurumdan, 1941 yılında “sürekli gruplar” alanındaki önemli çalışmaları için ödül alır. 1950’de akademideki V.A. Steklov Matematik Enstitüsünün topoloji ve geometri departmanının başkanlığını üstlenir. 1958’te ise tam üyeliğe yükseltilir.
Bu dönemde topoloji ve cebir üzerine çalışmalar yapar. Bu iki alanın kesişiminde yaptığı çalışmalardan biri, Fourier dönüşümünün soyutlaştırılmasıdır. Yerel olarak tıkızlık koşulunu sağlayan ve değişmeli olan cebirsel gruplar için bir dual tanımlar. Bu dual yapının üzerinde Fourier dönüşümünün soyut bir halini tanımlamak mümkündür, üstelik, Pontryagin İkilik Teoremi isimli sonuç, iki kere dual aldığımızda, başladığımız grubu tekrar elde ettiğimizi söyler.
Hilbert’in 5. Problemi üzerine de çalışan Pontryagin, 1950’lerde akademik rotasını değiştirir ve diferansiyel denklemler ve kontrol teorisi çalışmaya başlar. Öğrencileriyle geliştirdiği Pontrayagin Maksimum İlkesi, bu alanda önemli sonuçlardandır. Uygulamalı matematik araştırmalarını sürdürür ve 1980’den sonra enstitüdeki diferansiyel denklemler departmanına başkanlık eder. Bir yandan makaleler ve kitaplar yazar, konferanslarda konuşur ve dergilerde editörlük yapar.
Tabii ki, köşemizde bahsettiğimiz birçok yetenekli matematikçi gibi, Pontryagin de çok çeşitli ödüller alır. Ülkesinden aldığı ödüller de isimleriyle dönemin politik iklimini yansıtmaktadır: Çekiç ve Orak Altın Madalyası, Ekim Devrimi Nişanı, Kızıl Bayrak İşçi Nişanı, Sosyalist Devrimin Kahramanı Madalyası bu ödüllerden bazılarıdır, Lenin Nişanı’na da dört kere layık görülür. Pontryagin’i daha yakından tanımak isteyenlere, kendi yazdığı anılarını tavsiye ediyoruz (Metnin İngilizce çevirisine de buradan ulaşabilirsiniz.).
Kaynakça:
- Mac Tutor Matematikçi Biyografileri: Lev Semenovich Pontryagin.
- S S Demidov, Bilimsel Biyografi Sözlüğü: Pontryagin, Lev Seminovich, New York, 1970-1990.
- L. S. Pontryagin, Жизнеописание Льва Семёновича Понтрягина, математика, Moskova, 1988.