Açık Ofis Saati lise ve üniversite öğrencilerinin akademisyenler ile kolayca iletişime geçebilmelerini amaçlayan yeni bir proje. Görüşmeler ücretsiz ve Google Meet platformu üzerinden soru-cevap şeklinde gerçekleşiyor. Bu projeye dahil olan matematikçiler de bulunmakta. Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Matematik Eğitimi Etkileşim Topluluğu gönüllü olarak bir araya gelen matematik öğretmenleri ve akademisyenlerden oluşuyor. Topluluğa katılmak veya sunum, atölye ve benzeri etkinliklerinden haberdar olmak için Twitter hesaplarını, takip edebilirsiniz.
Ekonomik balonlar ve krizler gibi sistemsel riskleri öngörmek ekonomistlerin en çok zorlandığı konulardan biri. Max Planck Bilimlerde Matematik Enstitüsünden Jürgen Jost’a göre bunun sebebi sistemsel riskleri tanımlamanın zor olması. Jost ve çeşitli alanlardan bir grup araştırmacı yaptıkları çalışmada buldukları yeni geometrik yöntemlerle öncelikle piyasadaki olağan durum ve kriz anı arasındaki farkı belirlemeyi hedefliyorlar.
Bir asal sayının herhangi bir basamağında bulunan bir rakam değiştirildiğinde elde edilen sayı artık asal olmuyorsa, o sayı “basamağa duyarlı asal sayılar” (digitally delicate primes) denen bir kümeye dahil demektir. Böyle sayıların var olup olmadığı ilk defa 1978’de merak edildi, Paul Erdös sadece varlıklarını değil aynı zamanda sonsuz sayıda olduklarını ispat etti. Yakın zamanda South Carolina Üniversitesinden Michael Filaseta, bu tip sayıların soluna sonsuz sayıda sıfır eklemek yoluyla, farklı türde “basamağa duyarlı asal sayılar” da bulunabileceğini ortaya koydu. Elde edilen bu yeni sayılar sol taraflarına sıfır eklendiği için elbette değerleri değişmeyecek ama bu sıfırlardan birini rastgele hangi rakamla değiştirecek olursak olalım tekrar asal elde etmek mümkün olmuyor.
Matematiğin Nobel’i olarak bilinen Fields Madalyası 40 yaşının altındaki en başarılı matematikçilere veriliyor. Geçtiğimiz aylarda Nature’da yayınlanan bir çalışmada Fields madalyası sahiplerinin oluşturduğu verilerden yola çıkılarak matematik dünyasındaki elitizm ve eşitsizlik sorunları irdeleniyor. İncelenen sorulardan biri şöyle: Fields madalyası kazanmış bir matematikçinin öğrencisi olmanın ya da çevresinde bulunmanın ödülü kazanmada bir artısı var mı? Çalışmada aynı zamanda matematikçilerin ülkeler arasındaki hareketliliği gibi konulara da yer verilmiş.
ABD’nin Alaska bölgesinde yaşayan Eskimo topluluklarının ürettiği Kakvotik sayı sistemi bildiğimiz diğer tüm sayı sistemlerine göre çok daha yeni olması sebebiyle ilgi çekici. Geçtiğimiz aylarda Evrim Ağacı‘nda yayınlanan yazıya göre yirmilik tabanda yazılan ve yaklaşık 25 yıllık geçmişe sahip bu ilginç sayı sistemi Eskimo kültürünü matematiğe karşı daha duyarlı hale getirmiş.
Arjantin asıllı ABD’li matematikçi ve bilgisayar bilimci Gregory Chaitin 90’lı yıllarda, algoritma teorisi bağlamı içinde, Chaitin sabiti adıyla anılan “bilinemez” sayıyı tanımladı. Bu sayıyı bilinemez olarak adlandırmasının sebebi ise, matematiksel olarak tanımlanması mümkün olsa bile, bir algoritmanın sonlu zamanda sayının tüm basamaklarını belirleyememesiydi. Daha sonra fizik ve biyoloji gibi bilimlerde de “bilinemezlerin” neler olduğunu anlatan yazılar yazan Chaitin, bu hafta Mind Matters‘a bir röportaj verdi.