Hülya Şenkon

0 Shares
0
0
0
0

Düriye Hülya Şenkon 1941’de Hava Üsteğmeni Mehmet Nusret ve eşi Neriman Nadire’nin ilk çocuğu olarak dünyaya gelir. İstanbul’da yaşayan genç çift, çocuklarının eğitimine çok önem verirler ve bugün kullandığımız tabirle “eski bir İstanbul hanımefendisi” yetiştirirler. Hem konuşması hem hareketlerinde kibar, dikkatli ve ölçülü olan Hülya İstanbul Kız Lisesi’nde özellikle müzik alanında kendisini yetiştirme fırsatı bulur. Müziğe olan ilgisi hayatı boyunca matematik kariyerinin yanı sıra devam edecektir.

İstanbul Üniversitesi’nde Matematik-Fizik bölümünden mezun olduktan sonra ailesinin de desteğiyle akademiye yönelir ve Orhan İçen ile yüksek lisans ve doktora yapar. (Kendisi de Türk matematik tarihinde önemli bir figür olan Orhan İçen’in portresini de çok yakında paylaşacağız). Aşkın (transandantal) ve p-sel sayılar üzerine çalışır.

Asal bir p sayısı için, sayıları 10 değil p tabanında yazdığımızı düşünelim. Burada bir değişiklik olarak sonsuz basamaklı sayılara da izin veriyoruz. İki sayı arasındaki mesafeyi de çok çılgın bir metrikle ölçüyoruz: farkları p’nin en büyük kaçıncı kuvvetini bölüyor diye bakıyoruz. İşte bu elde ettiğimiz yapı Hülya Şenkon’un da üzerinde çalıştığı p-sel sayılar. Geometrik olarak da çok ilginç olan p-sel sayıların bir başka özelliği de, rasyonel sayıları dejenere olmayan bir metriğe göre tamamladığımızda elde edebileceğimiz iki yapıdan birini vermeleridir (Diğeri ise gerçel sayılardır tabii ki).

Hülya Şenkon dillerle de çok ilgilidir. Lisede öğrendiği İngilizcenin yanında yüksek lisans sırasında Orhan İçen’in tavsiyesiyle Almanca ve Fransızca konusunda eğitim alır, sonrasında Rusça ve İtalyancaya devam eder. Birçok eseri orijinal dilinden okuyabilmenin verdiği keyfin yanı sıra diller konusunda gösterdiği başarı, burs kazanarak Almanya ve İtalya’yı ziyaret etmesine de vesile olur. Dillere ilgisinin başka bir yönü de Türkçe konusundaki hassasiyetidir. Doğru bir Türkçe ve iyi bir diksiyonla konuşmanın yanı sıra matematik anlatırken Türkçe terimler bulmaya ve kullanmaya dikkat eder. 

1959’da öğrenci olarak başladığı İstanbul Üniversitesi’nden 1999’da, 40 yıl sonra, profesör olarak emekli olur. Emekliliğinden sonra İstanbul Kültür Üniversitesi’nde ve -belki de babasının hatırasının etkisiyle- Hava Harp Okulu’nda çalışır. Uzun süre yürüttüğü bir başka görev ise Türk Matematik Derneği genel sekreterliğidir. 1980’de aldığı sorumluluğu 2008’de 29. yılı dolmadan önceki vefatına kadar sürdürür. Geriye ise (bazıları derslerinden geçmekte zorlanmış) birçok öğrenci, zamanın perçinlediği dostluklar ve gülümseyerek hatırlandığını umduğumuz çeşitli hikayeler bırakır. Bu hikayeleri merak edenlere Matematik Dünyası dergisinin Şenkon anısına yazılar içeren 2008-I. sayısını tavsiye ediyoruz.

Kaynakça

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunları da sevebilirsiniz